28 Mart 2024 Perşembe
Anasayfa > HABERLER > 2014-2015 TES GENEL MERKEZ TEMSİLCİLER KURULU TOPLANTIMIZ 2

2014-2015 TES GENEL MERKEZ TEMSİLCİLER KURULU TOPLANTIMIZ 2

11.11.2014 15:21 12 14 16 18 yazdır
Yapılan yuvarlak masa toplatılarında sendikal alanda yapılması gerekli olan eylem ve etkinlikleri belirleyerek önümüzdeki dönemde Türkiye Kamu-Sen'in stratejilerine ışık tutacak fikirleri ortaya konuldu.
2014-2015 TES GENEL MERKEZ TEMSİLCİLER KURULU TOPLANTIMIZ 2






TÜRKİYE KAMU-SEN GENİŞLETİLMİŞ İSTİŞARE TOPLANTISI BAŞLADI

Türkiye Kamu-Sen'in Antalya'da düzenlediği "TÜRKİYE BULUŞMASI GENİŞLETİLMİŞ İSTİŞARE TOPLANTISI" büyük bir coşku ve heyecanla başladı.


Hafta sonuna kadar sürecek olan istişare toplantımızda Türkiye'nin dört bir tarafından gelen teşkilat yöneticilerimiz Türkiye Kamu-Sen'i gelecek günlere taşıyacak yeni yol haritalarını şekillendirecek.

Genişletilmiş istişare toplantımız başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk,silah arkadaşları,şehitlerimiz ve Türkiye Kamu-Sen'e emek vermiş ve hakkın rahmetine kavuşmuş olan tüm yöneticilerimizin aziz ruhları için saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı.

Hayatlarını kaybeden tüm yöneticilerimizin yer aldığı slayt gösterisi salonda duygusal anlar yaşatırken, Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Hazım Zeki Sergi tarafından Kuran-ı Kerim okundu.


Türkiye Kamu-Sen Genel Sekreteri ve Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Türkiye Kamu-Sen Genişletilmiş İstişare Toplantısının hayırlı olmasını dileyerek, Milli bütünlüğümüzün, bayrağımızın , devletimizin ve vatanımızın açık bir tehdit altında olmasına rağmen, milletimizin ve kamu çalışanlarının derin bir sessizlik içerisinde olduğunu belirtti. Kahveci, günümüzde yaşanan toplumsal olayları yansıtan ve Galip Erdem'in yazdığı;

"Derin bir uyku içindesiniz,

Rahatsınız, huzurlusunuz, memnunsunuz! Olup bitenleri görememenin, uyandırılacağınızı düşünememenin keyfini sürüyorsunuz.

Saadetinizin hep böyle devam etmesini, hiç uyandırılmamanızı isterdim.

Ama maalesef bir gün gelecek, siz de uyandırılacaksınız.

Yazık ki o zaman, "Artık çok geç" olacak! Bir daha uyumak böyle dursun, yatak bile bulamayacaksınız. Ve o vakit, sizin hesabınıza üzülmek yine bize düşecek. 

Biliyorum: Düşünmeyi sevmiyorsunuz. Düşünürseniz rahatınızın kaçmasından korkuyorsunuz. Yuvanızın temeline dinamit koymak istiyorlar, diyoruz, aldırmıyorsunuz.

Sözümüze kulak verirseniz tedbir almak gerekeceğini anlıyor, zahmete girmekistemiyorsunuz.

Bir tek endişeniz var: Gününüzü gün etmek, dilediğiniz gibi yaşamak.

Mücadeleden ürküyorsunuz. Öylesine ürküyorsunuz ki, sizin için yapılan mücadelelerle ilginiz olmadığını göstermek ihtiyacını duyuyorsunuz.

Memleketimizin bin bir davası var. Nizamımızı yıkmak isteyen düşman kuvvetler sayılamayacak kadar çok. Diken üzerindesiniz. Fakat dikenli bir yolda ayağınızı yaralamadan yürümenin mümkün olmayacağını unutuyorsunuz.

Tehlikeyi görünce, korkulu bir rüya görmüşçesine, sırtınızı dönüyor, yeni ve eskisinden daha derin bir uykuya dalıyorsunuz.

Canınıza kastedenler, her geçen gün yatağınıza daha fazla yaklaşıyor, korunma imkânlarınızı gittikçe azaltıyorlar. Hiçbir feryat sizi uyandıramıyor, tehlikeyi anlamanızı temin edemiyor.

Yaklaşan düşmanın ara sıra yumruğunu yiyor, hassas bir yerinize iğne batırılmış gibi şöyle bir sıçrıyor, şaşkın şaşkın bakıyor ve sonra da sayın başınızı yastığa gömüyorsunuz.

Kurtulup ümitlerine veda etmeden uyanmanızı istiyoruz. İyi niyetimize akıl erdiremiyor, gayretlerimize yabancı kalıyorsunuz.

Hatta biz olmasak daha rahat uyuyacağınızı sandığınız, bu yüzden bize düşman kesildiğiniz bile oluyor. Yine de başucunuzda davul çalmaktan vazgeçmeyeceğiz.

Gözünüzün açılması için ne mümkünse yapacağız. Gafletten sıyrılmağa biraz da sizin çalışmanızı bekliyorsak, acaba haksızlık mı ediyoruz?"

"UYUYANLARA AĞIT" adlı yazısını katılımcılarla paylaştı.

KONCUK: YILMADAN, BIKMADAN, USANMADAN ÇALIŞACAĞIZ

"Türkiye Buluşması Genişletilmiş İstişare Toplantısı"nın açılış konuşmasını yapan Genel Başkanımız İsmail Koncuk, toplantıya katılan tüm katılımcıları

Namus lekesi değil alnımda gördüğünüz

Vurulmuşum, vurulmuş düşmüşüm güpegündüz

Şakağımdaki kansa, o benim gülüşümdür

Namert sürülmektense erkekçe ölüşümdür

Hala tevekkülde mi kararlısın yoksa

Sükut neyi halleder yaran oyuk oyuksa

Tevekkül Allah'adır zillete katlanılmaz

Ya hayat ya ölüm, bunun ötesi olmaz dizeleriyle selamlayarak başladı.Koncuk, "Çalışma hayatı içerisinde çok ciddi tehditlerle karşı karşıyayız. Bu sıkıntı ve problemlerin neler olduğunu sizler en yakından bilen kişilerseniz.İstişare toplantımızda Çalışma hayatımız ve teşkilatlarımızın çalışmaları ve faaliyetleri üzerine değerlendirmelerde bulunacağız. Türkiye Kamu-Sen'in geleceğe ilişkin vizyonunu ve yol haritasını şekillendirceğiz.Temenni ediyorum ki bu toplantımız tüm teşkilatımıza ve kamu çalışanlarına hayırlı, uğurlu olur.

Kamu çalışanlarının pazarlandığı, masada satıldığı bir dönemde bunu yapanların sayılarını artırdığına hep birlikte şahit oluyoruz. Hangi kirli stratejilerle neler yapıldığına sizler de şahit oluyor ve yakından biliyorsunuz.

Türkiye Kamu-Sen her insanın yüreğinde olan yiğitlik kırıntılarını, güzel özelliklerini çıkarmak üzere mücadele edecektir. Bana ne demeden, yoruldum demeden, geri adım atmadan çalışacağız. Bilinmelidir ki, sizler yoksanız bu ülkede çok şey eksik demektir. Türkiye Kamu-Sen olarak bulunduğumuz her yerde varlığımızı net şekilde ortaya koymalıyız.

Gençliğimizden beri savunduğumuz değerleri bugüne yansıtacağız, ahlaksızlığın zirve yaptığı bu günlerde yapılanları sineye çekmeyeceğiz, mağlubiyeti asla sineye çekmeyeceğiz. Çalışacağız! Dün bir ise bugün daha fazla çalışacağız. Sorumluluklarımızın bilincinde olacağız. Şerefli ve delikanlı insanlar korkaklar karşısında mağlup mu olacak, hayır asla mağlup olmayacak! Kazanan daima iyiler olmuştur. Biz iyiyi, ahlakı, şerefi, vatanseverliği temsil ediyoruz. Savunduğumuz değerlerin mağlup olmasına asla sessiz kalamayız. Bunu hep birlikte başaracağız.

Türkiye Kamu-Sen üyeleri ve çalışanları bulundukları yerde bir yumruk gibi olacak ve başarılara el ele koşacaktır. Üzerimize aldığımız görevleri hakkıyla, layıkıyla yerine getirme gayreti içinde olacağız. İnanıyorum ki, bu toplantı daha parlak ve huzurlu günlere vesile olacaktır.

2014 ve 2015 yılları çalındı, 2016 ve 2017'yi de çaldırmayalım. Bilindiği gibi 2014 yılında memurlara 123 TL zam yapıldı. Ancak, enflasyonun yüzde 10'u aşacak gibi görünüyor. Bu durumda memur maaşları yüzde 4.2 eriyecek. Son bir yıl içerisinde zorunlu harcamalar 363 lira zamlandı. Elektrik ve doğalgaza gelen zamlar belimizi büktü. 2015 yılında da yüzde 3+3 zam alacaksınız dediler. Bu kabul edilebilir mi?

Bu yapılan adeta ekonomik bir zulümdür. Memurun bu kadar zararı varken ve 2015 yılında da yüzde 3+3 verileceği söylenmişken önümüzdeki dönemi kurtarmak adına yüzde 12 EK ZAM istiyoruz, çok mu? Cumhurbaşkanlığı bütçesini yüzde 100 arttırabiliyorsanız, Milletvekiline Bin TL zam yapabiliyorsanız, bir buçuk milyar TL'ye saray yaptırabiliyorsanız, bir kişinin keyfi için 1 buçuk milyar TL'yi feda edebiliyorsanız aileleriyle beraber 20 milyon kişiye yüzde 12 zammı çok göremezsiniz.

Bunu kamu çalışanlarına anlatacağız. 2015 yılında yine o masaya oturacağız ama yetkili olarak ya biz oturacağız ya da 730 günü heba eden bir sendika masaya oturacak. insanlar bunu bilmeli ve görmeli, bunu da biz anlatacağız.

Tekrar toplantımızın camiamıza milletimize ve şahlanışımıza vesile olmasını diliyor hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum." diyerek sözlerini tamamladı.

Genel Başkanımızın konuşmasının ardından İstişare Toplantısı sendikalarımızın kendi aralarında yapacakları ve Türkiye Kamu-Sen'in ve bağlı sendikalarımızın önümüzdeki dönemde izleyecekleri stratejilerin belirleneceği yuvarlak masa toplantılarıyla devam ediyor.

 TÜRKİYE KAMU-SEN GENİŞLETİLMİŞ İSTİŞARE TOPLANTISI TAMAMLANDI

Türkiye Kamu-Sen'in Antalya'da düzenlediği "TÜRKİYE BULUŞMASI GENİŞLETİLMİŞ İSTİŞARE TOPLANTISI"  sona erdi.

Yapılan yuvarlak masa toplatılarında sendikalarımız kendi aralarında oluşturdukları gruplar aracılığı ile sendikal alanda yapılması gerekli olan eylem ve etkinlikleri belirleyerek önümüzdeki dönemde Türkiye Kamu-Sen'in stratejilerine ışık tutacak fikirleri ortaya koydular.

KONCUK: 123 TL'Yİ SAVUNANLAR ÖNCE MATEMATİK ÖĞRENSİNLER

Toplantı Genel Başkan İsmail Koncuk'un kapanış konuşmasıyla sona erdi. Koncuk toplantının Türkiye Kamu-Sen camiasına hayırlı olmasını dileyerek sözlerine başladı. Koncuk, " Toplantımız hepimize hayırlı olsun,ciddi bir çalışma ortaya koyuldu. Emeklerini esirgemeyen tüm yöneticilerimize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Bu toplantı sonucunda bizlere yol gösterecek sonuçlar ortaya çıkacaktır. Türkiye Kamu-Sen Yönetim Kurulu olarak sonuçları değerlendirip ona göre hareket edeceğiz.

Şu bilinmelidir ki, bütün ünvanlar, bütün makamlar gelip geçicidir. Bulunduğumuz yerler bizlere bizden öncekiler tarafından teslim edilmiş birer emanettir. Doğru olan aldığımız emaneti en güzel şekilde devretmektir.  Bu teşkilat bugün 450 bin üyeye ulaşmış durumda...Devletin tüm imkanlarını ve gücünü arkasına alanlara rağmen her yıl büyümeye devam ediyoruz. Bu sizlerin başarısıdır. Hedefimiz bu başarıyı daha nasıl taçlandırabiliriz ve yetkiye taşıyabiliriz olmalıdır. Her türlü olumsuzluğa ve karşımıza çıkan her türlü güçlüğe rağmen ya bu deveyi güdeceğiz ya da bu deveyi güdeceğiz, bu diyardan gitmek yok değerli arkadaşlarım. Biz hep varolacağız ama memurlara zulm edenler, konjonktürün getirdiği avantajları kendi lehlerine kullananlar  birgün olmayacaklar. Biz birileri gibi balon misali şişmedik, adım adım büyüdük. Bu nedenle gelecek kaygısı taşımıyor her şart ve durumda büyümeye ve varolmaya devam edeceğimizi biliyoruz.

Her türlü şer yola başvurmalarına rağmen, büyümemizi engelleyemediler. Bizim nasıl büyüdüğümüzü anlayamıyorlar, anlayamayacaklar. Teşkilatı dava adamlarından kurulu olan konfederasyonumuzun büyümemesi mümkün değildir. Çünkü bu teşkilat dava adamlarından oluşan bir teşkilattır.

Bugün herşeyden memnun olan Memnun-Sen'in Genel Başkanı bir açıklama daha yapmış ve 123 TL 'den de memnun olduğunu söylemiş. Bu şahıs diyor ki, 123 TL'lik zam orta vadede, emeklilikte yüzde  3+3'den daha fazla artış sağlayacak. İmzaladıkları toplu sözleşmede tutundukları tek dal emekli ikramiyelerine artış getirmiş olmasıydı. Ancak bugün artık emekli ikramiyeleri de erimiş durumdadır. Şöyle ki, Taban aylığa 175 lira brüt artış yapılınca 30 yıllık bir memurun emekli ikramiyesi 5277 lira yükseldi ama eğer yüzde 3+3 ve enflasyon farkı dahi kabul edilmiş olsaydı bugün aynı memurun emekli ikramiyesi 5613 lira artmış olacaktı. Yani emekli ikramiyesinde de memurun 336 lira zararı vardır.

Zaten memurlar çoktan zarara girmiş durumda, yıl sonunda enflasyon yüzde 10'u bile aşacak. Bu durumda en düşük devlet memurunun aylık zararı 41 lira oldu. Doktorun, mühendisin, müdürün zararı 200 lirayı aştı. Memurun aylık zararı 65 lirayı buldu. Bütün bu gerçekler ortadayken hala sen insanları hesap bilmez mi sanıyorsun? Çırpındıkça batıyorsun. Hesabını doğru düzgün yap. Matematik öğren. İnsanları da kandırmaktan vazgeç." dedi.

Genel Başkan konuşmasını  katılımcılara tekrar teşekkür ederek sonlandırdı.

GENİŞLETİLMİŞ İSTİŞARE TOPLANTISI SONUÇ BİLDİRGESİ YAYINLANDI
ÜRKİYE KAMU-SEN GENİŞLETİLMİŞ İSTİŞARE TOPLANTISI SONUÇ BİLDİRGESİ

(6-9 KASIM 2014-ANTALYA)

Türkiye Kamu-Sen Genişletilmiş İstişare Toplantısı, Türkiye Kamu-Sen'e bağlı sendikaların Genel Başkanları, Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri, İl Temsilcileri ve Şube Başkanlarımızın katılımı ile 6-9 Kasım 2014 tarihlerinde "Türkiye Buluşması" teması adı altında Antalya'da gerçekleştirilmiştir. İstişare Toplantısı'nda ülkemiz gündeminde yer alan konular ile kamu görevlilerimizin ekonomik ve sosyal durumları ve 2015 yılında yapılacak toplu sözleşme görüşmelerine ilişkin konular ele alınmıştır.

Toplumsal ve ekonomik gelişmeler ışığında Türkiye Kamu-Sen Genişletilmiş İstişare Toplantısı'nda alınan kararlar ve toplantı sonuç bildirgesi şu şekildedir:

1- Son günlerde terör olayları yeniden tırmanışa geçmiştir. Ne yazık ki yıllar boyunca canlarımızı feda ederek bugünlere getirdiğimiz Devletimiz, adına açılım denen ihanet sürecine kurban edilmekte, akıbeti meçhul bu süreç bahane edilerek, ülkemizin bir bölümünde paralel bir devlet kurulmasına sessiz kalınmakta, bebek katillerine rezidanslar inşa edilmekte, sekretarya oluşturulmaktadır. Verilen tavizlerle iyiden iyiye azan terör örgütü, şehirlerimizde de şiddet olaylarını artırmakta, ülkemizin bir çatışma ortamına çekilmek istendiği görülmektedir. Dış ilişkilerde, özellikle Irak, Suriye gibi çevre ülkelerimizle ilgili konularda izlenen yanlış politikalar, ülke güvenliğimiz tehdit eder boyuta ulaşmıştır. Bu noktada huzurumuza ve birlikteliğimize darbe vurmaya yönelik her türlü eylemi şiddetle kınıyor, terör olaylarında hayatlarını kaybeden evlatlarımıza Allah'tan rahmet, şehit ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyoruz.

"Vatandaşlarımıza ve güvenlik görevlilerimize karşı yapılan alçakça saldırılarla kardeş kavgaları çıkaran, sokakları savaş alanına çeviren; kan dökerek, can alarak ülkemizi bölmeyi amaçlayan hainlerin yakalanıp en ağır cezalara çarptırılması talebimizi bir kez daha yineliyoruz.

      Sözde kardeşlik ve barışın tesis edileceği aldatmacasıyla her türlü ihanete sessiz kalan, terör örgütü ile pazarlık masasına oturulmasını, şehirlerde teröristlerin kimlik kontrolü yapmasını, vergi toplamasını,  adeta bir korsan devlet gibi hareket etmesini sineye çeken; bebek katiline itibar ve inisiyatif kazandıran,  teröristlerle kol kola giren ve bunları destekleyen kişi ve kurumları, verdikleri tavizlerin ülkeyi getirdiği durumu görerek, bir an önce yaptıkları yanlıştan dönmeye davet ediyoruz.

2- Bilindiği üzere 2014 ve 2015 yıllarında memur ve emekli maaşlarında yapılacak artışların belirlendiği toplu sözleşme görüşmeleri 2013 yılının Ağustos ayında gerçekleştirilmiştir. Kanuna göre 30 gün sürmesi gereken pazarlıklar, türlü hile ve desiselerle en çok üye kaydederek yetkili hale getirilmiş olan konfederasyon tarafından sadece 2 görüşme sonucunda mutabakatla tamamlanmıştır. Görüşmelerin, olması gerekenden 23 gün önce tamamlanması nedeniyle kamu görevlilerinin sorunları yeterince tartışılamamış ve acil çözüm bekleyen birçok husus sümenaltı edilmiştir. Sağlanan sözde mutabakat sonucunda 2014 yılında memur maaşlarına net 123 TL, emekli aylıklarına net 140 lira; 2015 yılında ise memur ve emeklilere altışar aylık dilimler halinde %3+%3 zam yapılması kararlaştırılmış, 2014 yılı için kamu görevlilerinin enflasyon farkı hakkı gasp edilmiştir.

2014 yılında yapılan 123 liralık artışın ortalama memur maaşlarına yansımasının %5,2 olduğu görülmektedir. Buna karşın, yılın 10 aylık diliminde enflasyon %8,45 olarak gerçekleşmiş, doğalgaza, elektriğe, suya yapılan %9 artışın yanında gıda fiyatları %12, et ve ekmek %11, ulaşım %20, meyve %27 zamlanmıştır. Ailenin zorunlu harcamaları 10 ay içinde tam 410 lira yükselmiştir. Bu gelişmeler karşısında 2014 yılı enflasyon hedefi %5,3'den %9,4'e çıkarılırken, bir anlamda %5,3 enflasyon hedefine göre maaş zammı verilen memurlar, en iyimser yaklaşımla %9,4 enflasyona mahkûm edilmişlerdir.

Bu gerçekler ışığında memurların 2014 ve 2015 yılları heba edilmiş, yandaş sendika marifetiyle toplu sözleşme görüşmeleri memurlar adına bir handikapa dönüştürülmüştür. Yapılan hesaplamalara göre kamu görevlilerinin yalnızca 2014 zararı yüzde 12 olmuştur.

Türkiye Kamu-Sen olarak, eriyen maaşların telafisi; artmayan nöbet ücretleri, fazla mesai ödemeleri, ek ders ücretleri, ek ödemeler, özel hizmet tazminatları, sosyal yardımlar nedeniyle oluşan mağduriyetlerin giderilmesi; 4/C'lilere, yardımcı hizmetlilere verilen sözlerin tutulması; belli kesimlere verilen maaş zammının bütün memurları kapsayacak şekilde genişletilmesi ve 2014-2015 yıllarının ekonomik açıdan kayıp yıl olmaktan kurtarılması amacıyla kamu görevlilerinin ve emeklilerinin maaşlarına YÜZDE 12 EK ZAM yapılmasının zorunlu hale geldiğini kamuoyuna bir kez daha ilan ediyoruz.

3- Kamu Personeli Danışma Kurulu, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu hükümlerine göre oluşturulmuştur. 2012 yılında gerçekleştirilen toplu sözleşme görüşmelerinin ardından memurlarımızın yıllardır karşı karşıya kaldıkları açmazdan kurtarılması için gerekli uygulamaları içeren talepler Kamu Görevlileri Danışma Kurulu'nda ele alınmış ve birçok konunun hayata geçirilmesi için mutabakat sağlanmıştır. Aradan geçen iki yıllık süreye rağmen alınan kararların büyük çoğunluğu uygulamaya konulmamıştır. Bu bakımdan söz konusu toplantılarda kabul edilen, 2005 yılından sonra göreve başlayan personele bir derece verilmesi, disiplin cezalarının affı, Yardımcı Hizmetler Sınıfına dâhil kadro unvanlarında görev yapan personele de ek gösterge verilmesi, üniversite mezunu kamu işçilerinin uygun memur kadrolarına atanması, devlet memurlarının özel sektörde geçen hizmet sürelerinin tamamının kazanılmış hak aylığında değerlendirilmesi gibi Kamu Görevlileri Danışma Kurulu'nda gündeme taşınan ve üzerinde anlaşılan konuların bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir.

4- Ülkemizin uluslar arası alanda stratejik önemini arttıran, hem oluşturduğu katma değerle hem de sağladığı istihdamla ülke ekonomisini ayakta tutan büyük ve önemli kuruluşların bazı iç ve dış kaynaklı sermaye sahiplerine kapalı kapılar ardında pazarlandığını; limanlarımızın, tersanelerimizin bir bir elden çıkarıldığını kaygıyla takip etmekteyiz. Milletimizin ödediği vergilerle kurulan ve bizatihi milletin malı olan kuruluşların yangından mal kaçırırcasına birkaç yıllık kârı karşılığında peşkeş çekilmesine, söz konusu işletmelerde çalışanların kıyıma uğratılmasına Türkiye Kamu-Sen olarak seyirci kalmamız mümkün değildir. Ülkemizde kurulu işletmeleri ele geçirerek ülkemizde yatırım yapılıyor izlenimi yaratılmasına karşıyız. Bu uygulamalar yatırım değil, talandır, işgaldir. Türkiye Kamu-Sen şeffaflık ilkesini ön planda tuttuklarını söyleyen yetkililerden, bugüne kadar yapılan özelleştirmelerden gelen gelirin, bu kuruluşların yaptığı üretimin, istihdamın, kârın-zararın, ödedikleri vergilerin ve ülkemize olan ekonomik katkılarının açıklanmasını beklemektedir.

Anayasa hükümlerinde kamu mallarının kullanımı, kamu yararı ön planda tutularak düzenlenmiştir. Bugüne kadar yapılan özelleştirmelerde kamu yararı ilkesi göz ardı edilmiş, devletimizin kaynakları heba edilmiş, çalışanlarımız mağdur olmuştur. Bu süreçte özelleştirmeler yoluyla 200 bine yakın kamu çalışanı işini kaybetmiş, dondurulmuş ücretlerle farklı kurumlara gönderilmiş, aileler parçalanmış, devlet hizmeti taşeron şirketler eliyle gördürülmeye başlanmıştır. Bu nedenle özelleştirme uygulamalarından bir an önce vazgeçilmelidir.

5- Her gün ülkemizin çeşitli yerlerinde onlarca çalışanımız iş kazası nedeniyle hayatlarını kaybetmektedir. İş kazalarının özelleştirme ve taşeronlaşmanın yaygın olduğu sektörlerde daha fazla yaşandığı göze çarpmaktadır. Taşeronlaşma, daha düşük maliyetli işgücü temininin bir yolu olarak kullanılmaktadır. Başta Soma ve Ermenek olmak üzere ülkemizin dört bir yanında hemen her gün yaşanan ve millet olarak hepimizi derinden yaralayan facialar, taşeronlaşmanın, tedbirsizliğin ve bireyselleşmenin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin önlemlerin alınması durumunda bu faciaların gerçekleşmeyeceğini söylemek mümkündür. Bu bakımdan insan hayatının hiçe sayıldığı, emek üzerinden kâr elde eden üçüncü, dördüncü şahısların türediği bir ortamda örgütlenme daha da anlam kazanmaktadır. Türkiye Kamu-Sen olarak yürüyen çarka çomak sokacak olanların ancak örgütlü gücün farkına varan kitleler olacağı gerçeğinden yola çıkarak, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması için örgütlü gücün önemine bir kez daha vurgu yapıyor, emeği sömüren, ucuz işgücünün bir yolu olarak görülen, güvencesiz ve kayıt dışı istihdama imkân sağlayan taşeronlaşma uygulamasına son verilmesi talebimizi yineliyoruz.

6- İş sağlığı ve güvenliği uygulamaları ile çalışanlarımızın daha sağlıklı ve güvenli ortamlarda hizmet üretmeleri sağlanmalı, bu çerçevede mutlak surette şiddete uğrayan kamu görevlilerinin güvenliği de dikkate alınmalıdır. İş sağlığı ve güvenliği bir anlamda çalışanların fiziki ve ruhsal bakımdan güvenli ortamlarda çalışmaları demektir. Bu bakımdan kamu görevlilerimizin yaşadığı şiddet olaylarını engelleyecek tedbirler, iş sağlığı ve güvenliği çerçevesinde değerlendirilmeli, şiddet mağduru olan hemşire, ebe, doktor, postacı, öğretmen, polis, vergi müfettişi, zabıta gibi çalışanlarımızı bu şiddetten kurtaracak ve hizmet alanlarını çağdaş bir yapıya kavuşturacak adımlar atılmalıdır.

7-Konfederasyonumuzun yoğun çabaları ile geçtiğimiz dönemde sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi olumlu bir gelişme olmakla birlikte aile hekimliği, usta öğreticiler ve 4/C'li personel gibi kadro kapsamı dışında kalan personelin de derhal kadroya geçirilmesi ve sözleşmeli personel istihdamına son verilmesi bir gerekliliktir.

8- Kamu görevlilerinin atanmalarında, görevde yükselmelerinde, tayin ve terfilerinde tarafsızlık ve liyakat ilkelerinden vazgeçilmemesi; hak eden memurun hak ettiği göreve gelmesi; kamu kurum ve kuruluşlarında, çalışma barışının, birlik, dayanışma ve verimlilik artışının sağlanması için en temel gerekliliktir.

Kamu görevlilerinin yandaş, yandaş olmayan, bizden, bizden olmayan gibi ifadelerle fişlenerek ayrıştırılmasının, kadrolaşmanın, adam kayırmanın, kıyımın, haksızlığın, hukuksuzluğun son bulmasının; kamuda bir takım siyasi çevrelere yakın olmanın, çalışanın eğitim düzeyi, performansı ve kişiliğinin önüne geçmesinin önlenmesinin; kamu kurum ve kuruluşlarının idarelerinin tarafsızlığının sağlanmasının; adil bir sınav ve atama sistemi ile çağdaş bir yönetim anlayışının oluşturulmasından geçtiği bilinmeli, özellikle yönetici atamalarında yazılı sınava dayalı adil, şeffaf ve tarafsız bir sistem oluşturulmalıdır.

9- Kamuda istihdam sisteminde ana eksen, aile bütünlüğünün korunması yolunda belirlenmeli ve üniversiteler dâhil olmak üzere kamuda her statüde istihdam edilen personelin herhangi bir şart aranmaksızın eş durumu, sağlık ve öğrenim özründen dolayı tayin talepleri dikkate alınmalı, atama ve yer değiştirmelere ilişkin çerçeve yönetmelikte uygun düzenlemeler yapılarak atama ve yer değiştirmelerde aile bütünlüğünün korunması sağlanmalıdır.

10-Türkiye Kamu-Sen, sadece kamu çalışanlarının değil tüm Türk milletinin sağduyusunun sesidir. Buradan yola çıkarak konfederasyonumuz, emeklilerin mali ve sosyal haklarının iyileştirilmesi yolunda gayretlerini sürdürecek ve yapılacak her türlü eylemde yanlarında olacaktır.

11- Son yıllarda özellikle kadınlara karşı uygulanan şiddet de hat safhaya çıkmış, taciz, mobbing ve töre cinayetleri vakayı adiyeden sayılmaya başlamıştır. Bu durum, insan hakları ihlalinin geldiği ürkütücü boyutu ve yaşanan toplumsal travmanın, ülkemiz geleceğini tehdit ettiğini göstermektedir. Bu nedenle yetkililerin toplumumuzun kanayan yarası haline gelmiş konulara kalıcı ve etkili çözümler üretmesi en öncelikli konu olarak karşımızda durmaktadır.

12- Ülkemizde 30 yıl çalışan vasıfsız bir işçinin emekli maaşı ve emekli ikramiyesi; aynı sürede çalışmış bir memurun emekli maaşı ve emekli ikramiyesinin iki katı düzeyindedir. Norm ve standart birliği sağlamak iddiasıyla hazırlanan 5510 sayılı Kanunun bu adaletsizliği gidermemesi, kamu çalışanlarına yapılan büyük bir haksızlık olarak karşımızda durmaktadır. Bu nedenle 5510 sayılı kanunun 80. maddesinde yapılacak düzenleme ile şu anda görev yapmakta olan memurların prime esas kazanç tanımlarının değiştirilerek, tüm ödeneklerin emekli keseneğine dâhil edilmesi ile kamu görevlilerinin emeklilik haklarının ilerletilmesi ve kamu çalışanlarının emekli ikramiyelerinin işçilerle eşitlenmesi gerekmektedir.

13- Çalışanlarımız üzerindeki sendikal baskılar her geçen gün biraz daha artmaktadır. Memurlar, ikna odalarına alınarak yandaş sendikaya üye olmaya zorlanmakta, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu ve Türk Ceza Kanunu hükümleri açıkça çiğnenmektedir. Bu dönemde binlerce memur, mahkemelerde hak aramak zorunda kalmıştır. Konu ile ilgili olarak muhalefet partilerinin TBMM'de sunduğu soru önergelerine Hükümet tarafından cevap dahi verilmemektedir. Türkiye Kamu-Sen, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm gücüyle ezilen ve haksızlığa uğrayan tüm kamu görevlilerinin yanında olacak, haksızlıklara karşı duracaktır.

14- Memur, Devletin asli ve sürekli görevlerini ifa eden, bu bakımdan da görevi itibarı ile Devleti temsil eden kamu görevlisidir. Son dönemlerde siyasetçilerin kamu görevlilerini küçümseyici yaklaşımları, belli meslek grubundaki memurları rencide edici tavır ve söylemleri kabul edilemez. Türkiye Kamu-Sen olarak tüm gücümüzle memurumuzun yanında olacağımızı ve itibarını zedeleyici ve ayrıştırıcı ifadelerle toplumumuzun diğer kesimleriyle arasının açılarak tasfiye edilmesine şiddetle karşı çıkacağımızı bir kere daha bildiriyoruz. Türlü oyunlarla, iftiralarla, memurumuzun Türk milleti nezdinde itibarsızlaştırılmaya çalışılmasına ve onuruyla oynanmasına müsaade etmeyeceğimizi bir kez daha kararlılıkla haykırıyoruz.

15- Yargı, kişi hak ve özgürlüklerini yönetime karşı korumak, hukuk devletini gerçekleştirmek ve Anayasa'nın üstünlüğünü sağlamakla yükümlü bir organdır. Bu denli önemli işlevi bulunan yargının mutlaka bağımsız ve tarafsız olması gerekir. Bağımsız yargı, demokrasinin gereği; hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı ilkelerinin dayandığı nokta; temel hak ve özgürlüklerin garantisidir. Bağımsız yargı, adalete ve devlete güvenin yegâne aracıdır. Kuvvetler ayrılığı ise, iktidarın, çoğunluk diktatörlüğüne dönüşerek demokrasiye zarar vermemesi için sınırlandırılıp denetlenmesi ve bu yolla dengelenmesi esasını temel alır. Hukuk devleti kavramı bu amaçla geliştirilmiştir. Hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ilkesine dayanan, idarenin tüm işlemlerini yargı denetimine tabi kılan düzeni anlatmaktadır. İktidar gücü, yargı yoluyla sınırlandırılmakta, denetime alınmakta ve dengelenmektedir. Bu nedenle yargının, yasama ve yürütmeden bağımsız olduğu ve güçler ayrılığı ilkesinin Anayasal güvence altında alındığı unutulmadan, yargı kararlarına ve hukukun üstünlüğü ilkesine saygı gösterilmesi, Konfederasyonumuz İstişare Kurulunca Devletimizin varlığı ve bekası için vazgeçilmez bir unsur olarak görülmektedir.

16- Ülkemizin en önemli zenginliklerinden biri de sahip olduğu doğal güzellikler ve ormanlarıdır. Bu zenginliğimiz, bizlere gelecek nesillere aktarılmak üzere teslim edilmiş bir emanettir. "Herhangi birinizin elinde bir hurma fidanı varken, kıyâmet kopacak olsa, derhal onu diksin."; "Akan bir nehir kenarında olsanız da abdest alırken suyu israf etmeyin." Hadis-i şerifleriyle çevreye verdiği önemi ortaya koyan bir Peygamber'in (SAV) ümmeti olarak, son yıllarda türlü gerekçelerle büyük bir çevre katliamı ve ağaç kıyımı yapıldığını üzülerek müşahede ediyoruz. Bu bakımdan Türkiye Kamu-Sen Genişletilmiş İstişare Kurulu, ağaçlarımızın katledilmesine, çevremizin kirletilmesine şiddetle karşı çıktığını ifade etmekte, gelecek nesillere daha yaşanılabilir, daha güzel, daha zengin bir vatan toprağı bırakabilmek için üzerine düşen her türlü görevi yapmaya hazır olduğunu ilan etmektedir.  

17- Türkiye Kamu-Sen olarak bağlı sendikalarımızın genel başkanları, yönetim kurulu üyeleri, şube başkanları ve il temsilcileri ile yekvücut halinde; sendikaları kendisine köle isteyen iktidara, kraldan çok kralcılık yapan bürokratlara, makam ve mevkii zulüm ve baskı aracına dönüştürenlere, memuru tehditle, korku salarak üye yapanlara ve menfaatçilere rağmen onurlu mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi ve başta kamu görevlilerimiz ve emeklilerimiz olmak üzere, tüm vatandaşlarımızın insanca yaşayabileceği bir gelire kavuşması, çevreye duyarlı, adil, hukuka saygılı ve şeffaf bir yönetim anlayışının yerleşmesi için kanunların tanıdığı sınırlar çerçevesinde her türlü eylemi gerçekleştirmekten geri durmayacağımızı bir kez daha yineliyoruz.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorinin Diğer Haberleri